DHI Tekniği Nedir?
Günlük dilde DHI (Direct Hair Implantation) çoğu zaman başlı başına “farklı bir saç ekim yöntemi” gibi pazarlansa da, uluslararası otoritelerin tanımı daha nettir: DHI, keskin uçlu bir implanter kalem kullanılarak alıcı bölgede kesi oluşturma ve grefti yerleştirme adımlarının aynı anda yapılmasıdır. Bu; FUT (strip) ya da FUE (tek tek greft alma) gibi bir donör toplama yöntemi değil, yerleştirme tekniğidir. ISHRS, “DHI” teriminin kimi merkezlerce hem hemen-implantasyon iş akışını hem de keskin implanter kullanımını anlatmak için kullanıldığını; fakat DHI’nin başlı başına bir “yöntem” olarak pazarlanmaması gerektiğini açıkça belirtir. Ayrıca implanterlerin avantajı olarak foliküler bulbusun forsepsle doğrudan tutulmaması ve bu sayede travmanın potansiyel olarak azalması vurgulanır. ISHRS
Kısa tarihçe: Keskin implanter fikri 1990’larda Kore’de Prof. Choi ve ekibince tanımlandı. Choi hair transplanter kullanılarak tek kıl greftlerinin saç çizgisi, kaş ve kirpik gibi alanlara daha kontrollü açı ve derinlikle yerleştirilebildiği bildirildi. Bu yaklaşım, özellikle düz-kalın Asya saçında erken dönemde benimsendi; 2000’lerle birlikte FUE’nin yaygınlaşması, implanter temelli implantasyonun Batı’da da daha geniş kullanımına yol açtı.
DHI Tekniği Nasıl Uygulanır? Adımlar ve Kritik Nüanslar
DHI’da cerrah (ve ekibi) uygun çapta bir keskin implanter (Choi tipi veya eşdeğeri) kullanır. Yardımcı ekip greftleri (foliküler üniteleri) implanterin kanalına kurumadan ve foliküler bulbusa bası uygulamadan yükler. Cerrah tek hamlede alıcı alana girer, grefti planlanan açı–yön–derinlik ile bırakır ve iğneyi geri çeker. Deneyimli ekiplerde 2-1-1 ya da 3-1-1 dolaşım (yükleme–verme–kontrol) iş akışıyla ritim ve hız korunur. Lokal anesteziyle kombine epinefrinin kısa süreli vazokonstriktif etkisi, segmentlere ayrılmış bir yerleştirme planı ve kanama yönetimi ile birleştirilir. Uygun uç seçimi ve derinlik kontrolü ile sık ekim ve doğal yönlenme birlikte sağlanabilir.
İmplanter vs. pens/forseps: ISHRS’nin teknik değerlendirmeleri, implanterlerin forsepslere göre travmayı azalttığı veya sağkalımı anlamlı artırdığı iddiasını destekleyen yüksek kalitede karşılaştırmalı kanıtın sınırlı olduğunu bildirir. Biyolojik mantık güçlü olsa da “implanter kesin daha iyidir” demek için daha fazla karşılaştırmalı çalışmaya ihtiyaç vardır. (ISHRS HT Forum)
Greft travması sağkalımı düşürür: Deneysel ve klinik veriler, kısmi paring, greftin kırılması ya da foliküler bulbusta (ve dermal papilla bölgesinde) oluşan minör hasarların bile sağkalımı anlamlı biçimde azalttığını göstermiştir. Bu nedenle araçtan bağımsız olarak atraumatik greft yönetimi esastır. (PubMed)
Klinik Kanıtlar: DHI Tekniği / İmplanter Tekniğine İlişkin Veri Panoraması
– KNU implanter (Asya saçında erken veri): 2001 tarihli bir çalışmada foliküler ünite transplantasyonu KNU implanter ile değerlendirilmiş; saç sayısı bazlı sağkalımın 6. ve 12. ayda %92 ve %90 civarında olduğu bildirilmiştir. Bu, implanterle yerleştirmenin orta-uzun dönemde tatmin edici büyüme sağlayabildiğini gösteren erken kanıtlardandır.
– Hemen implantasyon (DHT/DHI Tekniği iş akışı): 2013’te yayımlanan DHT serisi, FUE ile hemen implantasyonun pratikte uygulanabilir olduğunu; biyolojik olarak vücut dışında kalma süresini azaltmayı ve kurumayı engellemeyi hedeflediğini belirtir. Ancak günümüzde slit ve safir tekniğinde de greft dışarıda kalma süreleri minimuma indirilmiştir.
– Keskin implanterle pratik kılavuz: 2023 tarihli hakemli bir uygulama makalesi, doğru uç çapı–derinlik–açı kontrolü ve iyi ekip organizasyonuyla yüksek yoğunlukta yerleştirmenin güvenli biçimde yapılabileceğini; ancak kanama ve “graft popping” yönetiminin deneyim gerektirdiğini vurgular.
– Alıcı alan teknikleri (delik vs. yarık; koronal vs. sagittal): 2023 tarihli prospektif yarım-baş karşılaştırması, delik tekniğinin yarık tekniğine göre alıcı alan hazırlama süresini kısaltabildiğini göstermiş; büyüme/sağkalım açısından belirgin bir üstünlük iddiasında bulunmamıştır. Slit tasarımına dair kuramsal çalışmalar ise koronal oryantasyonun bazı durumlarda damar hasarını azaltabileceğini ve yönlendirmeyi kolaylaştırabileceğini öne sürer; ancak bu başlıkta klinik karşılaştırmalı veri halen sınırlıdır.
– Greft travması ve sağkalım: 2021 tarihli karşılaştırmalı bir çalışma, intakt greftlerle karşılaştırıldığında paring hasarı, kırık greft ve foliküler bulbus hasarı olan greftlerde sağkalımın belirgin biçimde azaldığını göstermiştir. Bu bulgu, hangi yerleştirme aracı kullanılırsa kullanılsın nazik doku yönetiminin kritik olduğu mesajını güçlendirir.
DHI Tekniği’nin Olası Avantajları
1. Var olan saçlara saygılı çalışma: Mevcut saçların arasına yoğunlaştırma (densifikasyon) gereken vakalarda, kesi + forseps yerine tek adımda yerleştirme sahayı daha öngörülebilir ve atraumatik kılabilir. Bu, özellikle tepe bölgesinde doğallığı artırabilir.
2. Açı–yön–derinlik kontrolü: İmplanter ile bu üç parametre aynı hamlede yönetilir; foliküler bulbus forsepsle sıkıştırılmadığı için mekanik travma potansiyeli azalır.
Sınırlar ve Öğrenme Eğrisi
– Kanama ve “popping”: Keskin implanterle kesi ve yerleştirme aynı anda yapıldığı için kanamaya eğilimli ciltlerde saha yönetimi güçleşebilir; deneyimsiz kullanımda komşu greftlerin dışarı fırlaması (“popping”) artar. Bu durum yoğunluk ve sağkalımı olumsuz etkileyebilir.
– Geniş alanlarda hız/lojistik: Çok geniş alanların tek seansta, yüksek greft sayılarıyla ekiminde bazı ekipler önceden kesi + hızlı yerleştirme protokollerini daha verimli bulabilir. Seçim, cerrahın tecrübesi ve ekibin organizasyonuna bağlıdır.
– Kanıta dayalı “üstünlük” iddiası: Bugün için “implanter = anlamlı ölçüde daha yüksek sağkalım” sonucunu net gösteren üst düzey kanıt azdır. Teknik seçimi çoğunlukla vaka özellikleri ve cerrah tercihi belirler.
Küçük Alanlar ve Yoğunluk Artırımı
Dar alanlarda, özellikle mevcut saçlar arasında “sık ekim” hedefleniyorsa; keskin implanterle tek adımda yerleştirme, çevre foliküllere saygı ve yön kontrolü açısından pratik avantajlar sağlayabilir. Bu yaklaşım; uç çapı–greft kalınlığı uyumu, derinlik kontrolü ve kanama yönetimi ile birlikte ele alındığında komplikasyonları en aza indirir.
İyileşme, Yan Etkiler ve Güvenlik
DHI Tekniği sonrasında ödem, kabuklanma, geçici eritem/kaşıntı ve hafif ağrı beklenebilir; nadiren folikülit, uzamış kanama, enfeksiyon ya da şok dökülme görülebilir. Risk profili, FUE veya FUT ile benzer prensiplere dayanır; iyi planlanmış anestezi, epinefrinle kontrollü hemostaz, düzgün yıkama/bakım protokolleri ve hastanın ilaç yönetimi (özellikle antikoagülan/antiagreganlar) komplikasyon oranlarını düşürür. FUE’ye dair derlemeler de dikkatli planlama ve atraumatik teknik ile komplikasyonların düşük tutulabileceğini bildirir.
Ekip Standardizasyonu
Uç çapı–greft kalınlığı uyumu, derinlik stoperleri, yüzeyel-derin plan farkının iyi anlaşılması, yükleme–verme sirkülasyonu ve kanama kontrolü DHI başarısının kilit unsurlarıdır. Keskin implanter kılavuzları, bu ayrıntıların doğru yönetimiyle hız + yoğunluk + yön kontrolü dengesinin kurulabildiğini; aksi durumda popping ve kanama sorunlarının belirginleşebileceğini belirtir.
Sık Sorulan Sorular
DHI Tekniği, FUE’den daha mı iyidir?
DHI bir yerleştirme tekniği, FUE ise alma yöntemidir. DHI Tekniği’nin FUE’ye üstünlüğünü net biçimde kanıtlayan yüksek kaliteli karşılaştırmalı veri sınırlıdır; sonuçlar çoğunlukla cerrahın tekniğe hâkimiyeti, atraumatik yaklaşım ve planlama ile belirlenir.
DHI Tekniği ile daha yüksek yoğunluk mümkün mü?
Deneyimli ekipler, doğru uç ve derinlik kontrolü ile yüksek yoğunlukta yerleştirme yapabilirler; bunun için kanama yönetimi ve ekip senkronu kritik rol oynar. Ancak bütün ekim yöntemlerinde aynı yoğunluk sağlanabilir. Bu aşamada teknikten çok ekibin deneyimi önemlidir.
DHI Tekniği kanamayı azaltır mı?
Keskin implanterle kesi–yerleştirme eş zamanlı olduğu için hemostaz yönetimi dikkat ister; anestezi-epinefrin planlaması ve segmentasyonla bu kontrol edilebilir, ancak her vakada kanama azalma garantisi yoktur.
Greftler hangi oranda tutar?
Merkeze ve tekniğe bağlı değişmekle birlikte, implanterle yapılan çalışmalarda 6–12. ayda saç sayısı bazlı ~%90 civarı büyüme oranları rapor edilmiştir. Öte yandan farklı saç tipleri, cilt biyomekaniği ve cerrahi protokoller sonuçları etkiler. Tekniklerin başarı oranını etkileyen kesin kanıt henüz yoktur. Doğru şekilde deneyimli kişiler tarafından yapılan tüm operasyonlar, herhangi bir komplikasyon gelişmediği sürece %90 üzerinde başarılı sonuç verir.
Alıcı alanı nasıl hazırladığınız önemli mi?
Delik-yarık veya koronal-sagittal gibi seçeneklerin her biri artı-eksi içerir. 2023’teki prospektif yarım-baş çalışması, DHI Tekniği’nin süre avantajını göstermiştir; büyüme açısından belirgin üstünlük için daha güçlü verilere ihtiyaç vardır. Slit tasarımı üzerine kuramsal çalışmalar ise koronal oryantasyonun bazı durumlarda vasküler hasarı azaltabileceğini öne sürer.
Sonuç: DHI Tekniği
DHI Tekniği, FUE ile alınan foliküler ünitelerin keskin implanter aracılığıyla tek hamlede yerleştirildiği; zamanı, mekanik travmayı ve açı/derinlik kontrolünü optimize etmeyi amaçlayan bir implantasyon tekniğidir. Biyolojik dayanak (kısa dışarıda kalma + minimal manipülasyon) kuvvetlidir ve uygulama kılavuzları ile klinik seriler doğru protokollerle yüksek büyüme ve doğal yoğunluk sağlanabileceğini gösterir. Bununla birlikte, güncel literatür kesin bir üstünlük iddiasını destekleyecek düzeyde değildir; deneyim, ekip standardizasyonu ve kişiye özel planlama hâlâ en güçlü belirleyicilerdir. Planlama yapılırken saç tipi, hedef yoğunluk, alanın genişliği, damar yapısı ve eşlik eden medikal faktörler değerlendirilmelidir; cerrahın tekniğe hâkimiyeti ve atraumatik doku yönetimi her şeyin önündedir.
Not: Bu içerik bilgilendirme amaçlıdır; tıbbi tavsiye yerine geçmez. Tanı, endikasyon ve tedavi kararı uzman hekim değerlendirmesi gerektirir. Hair of İstanbul’da teknik seçimi; saç tipi, dökülme paterni, hedeflenen yoğunluk ve beklentiler birlikte değerlendirilerek kişiye özel yapılır.

DHI Tekniği’nde kullanılan pen (Görsel 1)
tr
EN
SK